top of page

ÖZEL EĞİTİM

Özel eğitim, bireyin gelişiminde uzman tarafından yapılan değerlendirme sonucu yaşıtlarından belirgin düzeyde farklılık olduğu tespit edildiğinde, bireyin özel gelişim ve öğrenme ihtiyacına yönelik hazırlanan eğitim programlarıdır.

 

Özel Eğitime İhtiyacı Olan Birey Kimdir?

Çeşitli nedenlerle, bireysel özellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından yaşıtlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren kişidir.

Otizm, işitme kaybı, görme kaybı, işitme ya da görmeyle ilişkili bozulma, ortopedik bozukluklar, konuşma ve dil alanıyla ilgili zorluklar, zeka (bilişsel gelişim) alanında yaşanan sorunlar, travmatik beyin hasarı, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ya da okuma güçlüğü (disleksi), yazma güçlüğü (disgrafi), matematikle ilgili zorluk (diskalkuli), konuşma bozukluğu (afazi) gibi öğrenme alanında yaşanan güçlüklerin tamamı özel eğitimin konusu olabilir.

Hastane ya da psikiyatri kliniklerinde bireylerin ayrıntılı gelişimsel değerlendirmesi psikiyatrist ve/veya psikolog tarafından yapılır. Bu değerlendirmenin ardından çocuğun zihinsel gelişiminde gözlenen gerilik ya da öğrenme güçlüğü gibi özel durumlar tespit edildiğinde ruh sağlığı uzmanının kararı ile çocuğun özel eğitime ihtiyaç duyduğu belirlenir ve durum, aileyle paylaşılır. Raporlandırma süreci sonunda özel eğitim çalışmaları başlar.

 

Özel Eğitimin Temel İlkeleri Nelerdir?

  • Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireyler; ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır.

  • Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimine erken yaşta başlanması esastır.

  • Özel eğitim hizmetleri, özel eğitime ihtiyacı olan bireyi, sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan plânlanır ve yürütülür.

  • Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin eğitim performansları dikkate alınarak; amaç, içerik ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitilmelerine öncelik verilir.

  • Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin, her tür ve kademedeki eğitimlerini kesintisiz sürdürebilmeleri için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılır.

  • Özel eğitime ihtiyacı olan birey için, bireysel eğitim plânı hazırlanır ve eğitim programları bireyselleştirilerek uygulanır.

  • Ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmaları ve eğitimleri sağlanır

  • Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, özel eğitime ihtiyacı olan bireye yönelik etkinlik gösteren sivil toplum örgütlerinin görüşlerine önem verilir.

  • Özel eğitim hizmetleri, özel eğitime ihtiyacı olan bireyin toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde plânlanır.

 

Özel Eğitimde Kullandığımız Program, Yöntem, Teknik Ve Araçlar

 

Özel gereksinimi olan bireyler için özel eğitim tam bağımsız olmaları, ya da en az bağımlı hale getirilebilmeleri için gerekli ve yaşına uygun özbakım, zihinsel, sosyal ve iletişim becerilerini kazanmaları için verilen eğitimdir.

 

TEACCH Programı

 

Otizmli bireyin yetişkin bir birey olduğunda yaşayabilen, çalışabilen, sosyal hayata katılabilen davranışlara sahip olmasını sağlamak için kullanılan beceri ve davranışların öğretilmesinin amaçlandığı bir yaklaşımdır.

 

TEAACH YAKLAŞIMININ TEMEL HEDEFLERİ

1) Çevrenin Bir Anlamı Olduğunu Öğretmek

2) Neden – Sonuç Kavramının Öğretilmesi

3) İletişim Becerilerini Geliştirmek

4) Yetişkinlik İçin Gerekli- Anlamlı Becerileri Geliştirmek

5) Mesleki Beceriler Geliştirmek

6) Boş Zamanı Değerlendirme, Eğlenme ve İlgi Alanları Geliştirme

7) Uyumsuz/Problem Davranışları Azaltma’dır.

 

PEKİ BİZ NE YAPIYORUZ?

 

Moral İlk Adım özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi olarak otizmli tanılı gelen öğrencilerimize Teacch yaklaşımının değerlendirme ölçeği olan PEP-R ile değerlendiriyoruz. Bu ölçek ile oluşturulan profili aile ile değerlendirip gelişim alanına uygun ev ve okul programı ile destekliyoruz.

 

PEP-R

PEP-R Otizm Spektrum Bozukluğu grubunda yer alan 0-12 yaş arası çocukları gelişimsel ve davranışsal alanda değerlendiren, bireysel eğitim programı (BEP) hazırlanmasını sağlayan değerlendirme aracıdır.

PEP-R ile çocuğun yedi gelişim alanında (taklit, algı, ince motor, kaba motor, el-göz koordinasyonu, bilişsel ve sözel alanlardaki) hâlihazırdaki düzeyi, yeterlilikleri ve yetersizlikleri belirlenmektedir. Bunun yanı sıra, her gelişim alanında gelişmekte olan beceriler belirlenerek BEP gelişimsel alan programı hazırlanmaktadır.

Davranışsal alanda ise çocuğun, otistik davranış özelliklerinin yoğunluğu dil, ilişki ve duygulanım, oyun ve materyallere ilgi, duyusal tepkiler olmak üzere dört alt alanda otistik davranış özelliklerinin yoğunluğu değerlendirilmektedir.

 

PECS Görsel İletişim Sistemi

 

PECS NEDİR?

 

PECS otizmli ve gelişimsel problemleri olan bireylere hızlı bir şekilde işlevsel iletişim becerileri kazandırmak amacıyla geliştirilmiş resim değiş tokuşuna dayalı bir sistemdir.

PECS’ in amacı bireye temel iletişim becerilerini kazandırmaktır. PECS  iletişim problemi olan tüm bireylerde kullanılabilir. Diğer iletişim yöntemleri göz teması kurabilme, motor ve ses taklidi yapabilme gibi ön beceriler gerektirir. PECS bu programlarda yaşanan sıkıntılara çözüm üretmek ve temel becerileri hızla kazandırmak üzere geliştirilmiş bir programdır.

Sistemde çocuğa iletişim kuracağı kişiye nasıl yaklaşacağı,  dikkatini nasıl çekeceği ve istediği şeyi ifade etmek ve elde etmek için resim ya da sembolü karşısındaki ile nasıl değiş tokuş yapacağı öğretilir. 6 basamaktan oluşur:

1. Basamak: Fiziksel yardımla değiş tokuş öğretilir.
2. Basamak: Doğallık ve süreklilik sağlanır.
3. Basamak: Resimlerin ayırt edilmesi sağlanır.
4. Basamak: İstekte bulunmak için cümle yapılarının resimler yardımıyla oluşturulması öğretilir.
5. Basamak: “Ne istiyorsun?” sorusuna cevap verebilme becerisi kazandırılır.
6. Basamak: Soru ve isteklere cevabı yorumlama becerisi kazandırılır.

PECS NASIL ÖĞRENİLİR?

Sistem odadaki ikinci bir eğiticiden gelen fiziksel yardımla bireye tek bir resmi, karşıdaki kişinin elindeki istenen şeyi elde etmek için nasıl değiş tokuş yapacağını öğretmekle başlar. Birey iletişime geçeceği kişiden sözlü ve sözsüz ipucu beklemeden yaklaşmayı ve iletişim başlatmayı öğrenir.
İkinci basamakta breyin öğrendiği beceriyi kişi ve ortamlara genelleyebilmesi sağlanır.
Üçüncü basamakta bireyin istediği şeyi ifade etmeye yarayan resim ya da sembolü farklı sayıda resimler arasından ayırt etmeyi öğrenmesi sağlanır. Dördüncü basamakta bireye “İstiyorum” ikonunu kullanarak nasıl basit bir istek cümlesi oluşturacağı öğretilir.
Beşinci basamakta birey  “Ne istiyorsun?” şeklindeki soruya ne şekilde cevap vereceğini öğrenir. Birey  bu soruya cevap verebileceği gibi, kendiliğinden de istediği şey için iletişim başlatabilir.
Son basamakta birey nesneler için ne şekilde yorum yapacağını öğrenir. Ne hissettiği, neyi sevip sevmediğini ifade etmeyi öğrenir.

PECS NEDEN ÖNEMLİDİR?

PECS’teki bu basamakları tamamlayan birey sistemde öğrendiği iletişim becerisini ev, okul ve arkadaş ortamlarında kullanır. İletişim defteri, iletişim panosu gibi sisteme destek araçlar yardımıyla kendini ifade etme kapasitesini artırır. Birey istediğini elde ederken aktif rol oynar ve sözel dil gelişimi desteklenir. Zaman içinde öğrenilmiş beceriler genellenir ve görselliğe dayalı bir iletişim sistemine gerek kalmadan da iletişim kurabilir. İletişim becerileri artan bireyin davranış problemleri azalır.

Yapılan araştırmalara göre PECS kullanımı, sözel iletişimi olmayan çocuklarda konuşma başlamasını olumlu etkilediği gibi konuşan çocukların konuşma kalitesi ve işlevselliğini de artırmaktadır.

PREP

 

PREP NEDİR?

 

PREP, (Emeritus) Prof. J. P. Das tarafından geliştirilmiş ve PASS teorisinin eşzamanlı ve ardıl işlem özellikleri üzerine kurulmuş bir okumayı geliştirme programıdır.

Çünkü okuma için özellikle bu iki işlem etkindir. Okumayı ilk öğrenme döneminde ardıl işlem etkinken okuduğunu anlamanın daha çok eşzamanlı işlem ile bağlantılı olduğu belirtilmektedir.

Tüm bu süreç boyunca, planlama ve dikkat doğrudan ele alınmasa da her etkinliği gerçekleştirmek için sürece mutlaka dâhil olmaktadırlar. Sonuç olarak okuma güçlüğünün eşzamanlı ve ardıl işlemlerdeki sıkıntılardan doğduğu savunulmaktadır. Bu nedenle de PREP bu iki işlem üzerine kurulmuştur.

 

KİMLERE UYGULANIR?

PREP, okuma eğitimi almış ancak kendisinden ve yaşından beklenen düzeyde okuma yapamayan çocuklar için uygundur. Bu nedenle 2. Sınıf ve sonrasında uygulanmaya başlanmaya uygun bir program olarak geliştirilmiştir. Yapılan boylamsal araştırmalar sonrasında PREP' in uygulama aralığının yaş ve sınıf düzeyi ne olursa olsun okuma problemi yaşayan her çocuğa uygulanabilirliği kanıtlanmıştır.

 

NEDEN PREP?

PREP sayesinde öğrenci, hem o alanda strateji üreterek ilerlemeyi öğrenmekte hem de her etkinlikte kendisine ait zorluk derecesinden başlayarak ilerleyebilmektedir. Öğrencinin, bu etkinlikleri yapabilmek için ürettiği stratejileri kullanarak o zorluğu aşması hedeflenmektedir. Bu nedenle PREP uygulamalarında eğitimcinin desteği minimum düzeyde tutulmaktadır. Amaç, öğrencinin kendi için en uygun stratejiyi keşfederek özümsemesi ve karşılaştığı diğer problemlerde kullanabilir hale gelmesidir.

 

Uygulamalı Davranış Analizi

 

Uygulamalı Davranış Analizi istendik davranışları arttırmayı, uygun olmayan davranışları azaltmayı hedefleyen bir eğitim metodudur. Tüm gelişim alanlarında sistematik, gözlenebilir ve ölçülebilir davranışlara odaklanır.

UDA en yaygın kullanılan, üzerinde en çok araştırma yapılmış ve yararları ortaya konmuş yöntemlerdendir. UDA için bireyin tüm davranışları, becerileri gözlem yapılarak kaydedilir ve değerlendirilir. Bilimsel tanımlama, ölçme ve analiz yöntemleri kullanılır. Düzenlenmesi gereken davranışların önem ve önceliklerine göre hedef davranışlar ve pekiştiriciler belirlenir. Gözlenebilirlik, etkililik, genellenebilirlik ilkelerine uygun olarak çalışılır.

 

UDA NEREDE KULLANIRIZ?

Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocuklarda, Mental Retardasyon tanısı almış çocuklarda ve davranış bozukluğu olan çocuklarda kullanılabilir.

UDA aileye de olumlu davranışların kazandırılması, sürdürülmesi ve arttırılması için rehberlik eder.

Uygulamalı Davranış Analizi tüm gelişim alanlarında belirlenen hedeflere ulaşılıncaya  kadar sürdürülen hem ayrıntılı hem de çerçeve bir programdır.

UDA içinde farklı eğitim yöntem ve tekniklerini barındıran detaylı bir programdır. Tüm yöntem ve tekniklerle ilgili eğitimi ve uygulama deneyimi olan terapistler tarafından kullanılır. Uygulamalı davranış analizinde çeşitli teknikler yer alır ve bunların farklı şekillerde bir araya getirilmesiyle de çeşitli uygulamalar geliştirilmiştir.

Ayrık Denemelerle Öğretim:  Bire bir öğretim oturumunda art arda pek çok öğretim sunumu yapılmasıdır. Bu sunumlarda çocuğa bir soru, komut ya da araç yöneltilir; karşılığında çocuktan bir tepki beklenir; doğru tepkiler ödüllendirilir; yanlış tepkiler ise düzeltilir. Bu sistemle otizmli çocuklara tüm gelişim alanlarından beceriler kazandırılabilir. Ayrık denemelerle öğretimin daha sistematik biçimi olan Yanlışsız Öğretimde ise öğretim sırasında çeşitli ipuçları kullanılır. Böylece, çocuğun yanlış yapma olasılığı en aza indirilir. Çocuk ipuçları yardımıyla belli davranışları yapar hale geldikten sonra bu ipuçları yavaş yavaş ortadan kaldırılır. Ayrık denemelerle öğretim taklit, eşleme ve sınıflama, alıcı dil, oyun, özbakım vb. becerilerin kazandırılmasnda kullanılır.

 

Etkinlik Çizelgeleriyle Öğretim

 

Çocuğa öğretilecek beceri basamaklarını gösteren bir görsel çizelge hazırlanır ve çocuğun bu çizelgeyi takip ederek  her bir basamağı yapması sağlanır. Basamakları yapabilmesi için çocuğa fiziksel yardım sunulur. Öğretim sırasında kullanılan ipuçlarının sistematik olarak sunulmasında ve ortadan kaldırılmasında ise yanlışsız öğretim tekniklerinden yararlanılır. Etkinlik çizelgeleriyle öğretim otizmli çocukların özellikle özbakım, günlük yaşam ve serbest zaman becerilerini yerine getirebilmelerini sağlamada çok etkilidir.

 

Model Alma Yöntemi

 

Otizm Spektrum Bozukluğuna sahip olsun ya da olmasın, her çocuğun öğrenme sürecinde bir rol modele ihtiyacı vardır. Çocuklar konuşma gibi motor becerilerini rol model sayesinde öğrenirler. Otizmli çocuklarda bunun daha büyük bir önem taşıdığını belirtmek gerekir. Çeşitli becerileri model alma yöntemiyle öğrenmeleri daha kolay olmaktadır. Model alma eğitiminde genellikle video materyalleri kullanılır. Çocuktan videoda görülen kişiyi takip etmesi ve onun yaptıklarını yapması istenir. Bu şekilde beceri öğretimini pratiğe geçirmek mümkün olabilmektedir.

Videoyla model alma yönteminde çocuğun önünde öğrenmesine yardımcı olabilecek materyaller bulunur. Örneğin cisimleri kullanma becerisi videoda gösterilirken bir yandan çocuktan cisimleri hareket ettirmesi ve videodaki rol model gibi kullanması istenir. Otizmli çocuk bu sayede kendisine öğretilen becerileri pratiğe çevirmiş olacaktır. Bazı durumlarda otizmli çocuk çeşitli davranışları yaparken videoya çekilir ve bu şekilde kendi davranışlarını model alarak öğrenir.

 

Fırsat Öğretimi

 

İletişim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Fırsat öğretimi uygulamaları için çocuğun iletişim girişiminde bulunmasına zemin hazırlayacak bir çevresel düzenleme yapılır. Çocuğun iletişimsel çabaları, çocuğun istediği yerine getirilerek ödüllendirilir. Giderek çocuktan daha gelişmiş iletişimsel davranışlar beklenir ve gerektiğinde çocuğa model olunur. Yapılan deneysel araştırmalar fırsat öğretiminin özellikle küçük yaşlardaki çocuklarda etkili olduğunu ve kazanılan iletişim becerilerinin genellenme olasılığının yüksek olduğunu göstermektedir. Temel Tepki Öğretimi  adıyla bilinen teknik de fırsat öğretiminin bir uyarlaması olup, otizmli çocuklarla yaygın olarak kullanılmaktadır.

 

İşlevsel Değerlendirme Ve Analiz

 

İşlevsel değerlendirme, hem eğitim hem de terapi yöntemi olarak bilinmektedir. Temel amacı otizmli çocukların olumsuz davranışlarının sebeplerini tespit etmek ve aynı sebepler, etkenler karşısında olumlu davranışlar kazanmasını sağlamaktır.

Otizmli bireylerin öfke nöbetlerinin genellikle duyusal haz elde etme işlemine yönelik olduğu bilinmektedir. İşlevsel değerlendirme yönteminde, geliştirilen yeni davranışlar için ödüllendirme sistemi yapılır ve çocukların geliştirdikleri yeni davranışlardan duyusal haz elde etmeleri sağlanır.

 

Hanen Metodu

 

Bu program dil ve konuşma gecikmesi olan çocuklara, onlarla en çok vakit geçiren ebeveyn ve diğer büyüklerin eğitilerek, çocukların iletişimi öğrenmelerinde başlıca rol almalarını sağlamak üzere hazırlanmıştır.

 Çocuğun iletişimde lider olmasına izin verilir. O, gözlenir, beklenir ve dinlenir. Onunla yüz yüze olunur, ilgileri takip edilir ve ilgisini çekebilecek durumlar yaratılır. İletişim kurulurken iletişimin karşılıklı olmasına dikkat edilir. Etkinliklerde çocuğun sevdiği oyuncaklar kullanılır. Günlük herhangi bir durum, sevilen bir etkinliğe dönüştürülür. Çocuğun ihtiyaçlarının önceden tahmin edilmemesi gerekir. Sosyal rutinler kullanılır. Kullanılan dil ve davranışlar çocuğa göre düzenlenir. Dil, çocuğun anlayacağı şekilde uyarlanır. Ortak dikkat kurulmaya çalışılır. İletişime dil ve deneyimler katılır. Nesneler isimlendirilir, mimik ve hareketler kullanılır, yavaş olunur, anahtar kelimeler abartılır. Konuşmaların konu ve içeriği çeşitlendirilir. Çocuğun oyunları zenginleştirilir.

 

Duyu Bütünleme Terapisi

 

Duyusal işleme bozukluğu (ışığa, sese, kokuya, tada veya dokunuşa aşırı ve/veya az duyarlılık) uzun zamandır otizmin bir belirtisi olarak tanımlanmaktadır. 2013 yılında, DSM-5’te yer alan bu konu sonradan şu tanımla aracın resmi bir parçası oldu: " Duyusal girdilere aşırı alışılmadık tepki ya da aşırı gösterilen ilgi ( Sıcaklık, tatlar, nesneler, ışık ve hareket.. ).

Duyusal işleme bozukluğu üstesinden gelinmesi gereken bir bozukluktur, çünkü günlük yaşamın rutinlerine müdahale etmektedir. Duyu bütünleme terapisi otizmi olan ve olmayan kişilerin reaktifliklerini düşürmelerine ve okuldan dansa kadar çeşitli etkinliklere katılma yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak için geliştirilmiştir.

 
Otizmde Duyusal İşleme Bozukluğu

Otizmli birçok kişi, diğer alanlarda yaşadıkları zorlukların yanında ışığa, gürültüye ve dokunmaya aşırı duyarlılık veya duyarsızlık yaşayabilirler. Bir bulaşık makinesinin sesine katlanamayabilirler veya vücutlarının tamamen farkında olmaları için kendilerini yaralamaları gerekebilir. Bu duyusal farklılıklar duyu bütünleme terapisi ile düzeltilebilir.

Duyusal işleme, duyularımızla (dokunma, hareket, koku, tat, görme ve duyma) bilgiyi almayı, bu bilgiyi organize etmeyi ve yorumlamayı ve anlamlı bir cevap vermeyi içerir. Çoğu insan için bu işlem otomatiktir. Ancak duyusal işleme bozukluğu olan insanlar bu işlemleri aynı şekilde gerçekleştiremezler. Duyu işleme bozukluğu, beyinlerinin gelen bilgiyi yorumlama şeklini ve duyusal, motor becerilerini ve nasıl tepki vermeleri gerektiğini etkiler. Örneğin, bazı otizmli çocuklar kendilerini sürekli olarak duyusal girdiler bombardımanına tutuluyormuş gibi hissederler.

Duyu bütünleme terapisi bir ergoterapi tekniğidir ve özel olarak eğitilmiş fizyoterapistler tarafından uygulanır. Çocuğun ışığa, sese, dokunmaya, kokulara ve diğer girdilere uygun şekilde yanıt vermesine yardımcı olmak için özel duyusal aktiviteler içerir. Müdahale, sallanmayı, diş fırçalamayı, top oynamayı ve bir dizi başka aktiviteyi içerebilir. Bu faaliyetlerin amacı daha iyi odaklanma, daha iyi davranış sergileme ve hatta kaygıyı azaltmadır.

 
Duyu Bütünleme Terapisi

Duyu bütünleme terapisi, bireylerin hassasiyetlerini ve isteklerini yönetmelerine yardımcı olur. Amerikan Ergoterapi Derneği, hem duyusal zorluklara hem de onlarla başa çıkabilecek performans sorunlarına yardımcı olabilecek bazı iyileştirme tekniklerini açıklamaktadır:

Duyusal ve motor becerileri içeren aktivitelerini ve ekipmanlarının kullanımını içeren düzeltici müdahale,

Kulaklık kullanma, telefonu sessiz moda alma veya yumuşak süngerle bulaşık yıkama gibi uyarlamalar,

Bireyselleştirilmiş, destekleyici ve belirlenmiş fiziksel aktiviteler (örneğin, yoga, yüzme) ve materyaller bulunduran günlük rutin / plan içeren duyusal stratejiler programı,

 Duyusal girdiyi arttırmak, azaltmak veya ayarlamak için yapılan çevresel düzenlemeler ve uyarlamalar,

Bireylere, topluma ve aile üyelerine bozukluğu en aza indirecek stratejilerin öğretildiği eğitimler verme.

Uzun vadede, duyu bütünleme terapisi adaptasyon ihtiyacını azaltabilir ve bireylerin evde, okulda ve işyerinde daha işlevsel olmalarına yardımcı olabilir.

Bütün duyular birbirleriyle etkileşim içindedir. Her çocuğun farklı duyusal entegrasyon problemleri vardır. Beyindeki alanların etkilenme durumuna göre farklı duyusal problemler ortaya çıkar.
 

Biz Moral İlkadım Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezimizde çocukları bireysel olarak değerlendiriyoruz ve kişisel duyu profilini oluşturuyoruz

İLETİŞİM

0232 421 20 40

ADRES

Kazım Dirik Mah.

Ord. Prof. Dr. Muhiddin Erel Cad. No:42

Bornova / İZMİR

SOSYAL MEDYA

Instagram

Bu site MARLEY DİJİTAL tarafından tasarlanmıştır

bottom of page